Koruma
Av yasağı olan türlerin korunması ve mümkünse sayılarının arttırılabilmesi için tüm çabamızla doğal hayatın yanındayız. |
Üretim
Kendi üretimimiz olan Keklik ve Sülünler salınarak av yaptırılmaktadır. Üretimi ve avı yapılan tüm listeyi sitemizde bulabilirsiniz. Üretimi dışında av metaryali kullanılmamaktadır. |
Av grupları
Guruplarda kişi sayısı 4 kişi üzerinde alt limit en az kişibaşı 5 adet olarak salım yapılmaktadır. Her grup için (grup sayısına göre belirlenecek) en az 1 rehber verilmektedir |
Av köpekleri Avın büyük bir parçası olan köpek arkadaşlarımız için de güzel bir deneyim sunuyoruz. Ayrıca ihtiyaç duyulması halinde köpek temin edilebilmektedir. |
Ulaşım
Avlağımız, Ankara Çubuk Demirci Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Ankara'ya 55 km - Çubuk'a 27 km mesafededir |
Atıcılık ve Doğa Sporları
Çiftlik alanımız içerisinde yivsiz av tüfekleri açık hava poligonu düzenlenmektedir. Avlak sahası içerisinde treking, kamp, offroad vb. etkinlikler de düzenlenmektedir. |
Memnuniyet
Dostlarımızın avdan sonra yemek vs. amaçlar için kullanımına tahsis edilmiş yeri mevcuttur. İstek dahilinde yemek vb. ihtiyaçları için ayrıca hizmet verilebilmektedir.
KEKLİK ÜRETİMİ VE TABİATA YERLEŞTİRMEDE TEMEL İLKELER, SORUNLAR VE YENİ YAKLAŞIMLAR
"Sayın Mehmet ARPAZ'ın konuşmasından..."
Sayın başkan ve değerli konuklar,
Konuşmam konu başlığından da anlaşılacağı üzere 1 saat gibi bir süreyi içermektedir. Bu süreyi aşmamaya gayret edeceğim. Sabırlarınızı rica ediyorum.
Değerli konuklar, şayet sorularınız olursa lütfen not alınız ve sunumum bitince sorunuz. Cevaplamaya çalışacağım.
Vereceğim tüm bilgiler kendi fikirlerim veya yorumlarım değildir. 80 senelik bir geçmişi olan, o zamandan beri üreten, salan, araziye yerleştiren ve avlatan bir oluşumun KNOW-HOW’larıdır. Game & wild life Conservancy trust (av ve yaban hayatı koruma sorumluluk). Tarım faaliyetleri ve avcılığın vazgeçilemez olduğu İngiltere’de doğada ki tehlikenin 1935 yılında farkına varmış ve bu işe başlamış bir kuruluştur.
Bir tabureyi örnek alırsak devrilmeden durabilmesi için 3 ayağa ihtiyacı vardır. Keklik nüfuslarının da ayakta kalabilmesi için 3 temel ayağa ihtiyacı vardır.
1- Yuvalanmak için yüksek kalitede bir doğal ortam
2- Civcivlerin yeterli beslenebilmesi için ot, tohum,böcek
3- Yırtıcı ve kuluçka yırtıcılarının olmadığı bir ortam
Ayaklardan birini kırmak dengeyi bozmak demektir.
Ama bildiğimiz gibi keklik yerleştirme ve salmak için seçeceğimiz böyle bir ortamda tarım ve hayvancılık da yapılacaktır. O yüzden tarım faaliyetleri üzerine dikkatle eğilmek gerekir. Üç ayak doğal yaşam için ne kadar geçerli olursa olsun tarım ve hayvancılık ile beraber yürütülmek zorundadır. Tarım politikaları eksik olduğunda kekliğin doğal üretimi de yüksek olmayacaktır. Bu çalıştayda yanıt arayacağımız en önemli konu Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının nasıl bir politikası olduğunun sorgulanması olmalıdır.
Keklik yerleştirme ve salım alanları yapmanın gerekip, gerekmediğine karar vermek için bazı kriterler vardır. Şayet tarım bölümünden bir uygulama ve iş birliği yoksa bu işe başlamanın hiç bir anlamı yoktur. Arazi seçimi yaparken kuluçka çitlerinin, çalılıkların, otlakların yeterli olması ve genel tarım planının yapılabilir olması gerekir.
Şunu söylemeliyim ki Avrupa’da tarım faaliyetleri düzenli olarak avcılıkla beraber yönetilir. Bizler de avcılığı ve keklik yerleştirmeyi tarım faaliyetleri ile beraber yürütmek zorundayız. Ne kadar avcılık Orman Ve Su işleri bakanlığı tarafından yürütülüyorsa da Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına da büyük görev düşmektedir.
Tarımsal faaliyetler artık büyük ve güçlü makinelerle yapılmaktadır. Elbette tarım faaliyetleri devam edecektir ve yapılacaktır. Ama dikkat edilmesi gereken konular var. Örmeğin batı bölgelerimizde bahardan başlayarak en az 7 defa 3 döner bıçaklı ve yerden 5-10 santim yukarıdan biçilen yoncada yuvalanan hiçbir canlının kurtuluşu kalmamıştır.Bırakın av hayvanlarını, tavşan, çil, bıldırcını yılan, kaplumbağa, kirpi bile neredeyse bitmektedir, aksine fare çoğalmaktadır.
Yerleştirilen veya salınan kanatlı av hayvanlarının süne ve buna benzer zararlılar için biyolojik bir mücadele olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bunun köylüye, çiftçiye öğretilmesi, çok iyi anlatılması önemlidir. Bu iş köylerde kahvelere ilanlar asarak, buralarda yetkililer tarafından anlatılarak yapılmalıdır. Bundan 20 sene önce hangi çiftçi süne için zehir kullanıyordu. Şimdi mecbur kullanıyor. Kullanmazsa buğdayı kepek oluyor, para etmiyor. Şu 20 senedeki kanatlı av hayvanlarının çok azalmış olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
İNSEKTİSİT(böcek ilacı), FUNGUSİT (mantar ilacı), HERBİSİT (yabancı ot ilacı) kullanımları gerçek anlamda denetlenerek kullanılmamaktadır. Köylü tarım ilacı satıcılarının tavsiyesiyle alıp istediği oranda kullanmakta ve boş kutularını da bilhassa ilaç deposunu doldurduğu sulama kanalları kenarına atmaktadır. Çoğu da suya karışmaktadır. Süne, mantar, yabancı ot ilacı aynı anda suda yaşayan canlılara ve su içenlere karşı da kullanılmaktadır. Bir MAK toplantısında öneri getirmiş ancak top yine Tarım Bakanlığına atılmıştı. Öneri şu idi: Satılan yukarıda saydığım tarım ilaçlarının depozito ile satılması ama geri dönüş sağlamak için depozitonun hatırı sayılır bir para olması idi.
Sonuç olarak keklik yerleştirmek istiyorsak, Tarım bakanlığı tarafından alınacak birkaç basit uygulamayı hayata geçirmeliyiz. 4 madde halinde özetleyebileceğimiz öneriler şunlardır.
1- Tarla sınırlarının genişletilmesi, İki tarla arasında 2-3 metrelik bir kaçma ve kuluçka alanı yaratmak. Unutulmamalıdır ki böyle ayrılmış bölgeler aynı zamanda karıca ve böceklerin de yerleşeceği alanlardır. Civcivler için protein yataklarıdır. Tarım ilaçlarının kullanılması böcek zincirini yok eden kimyasallardır. Kullanılan yabancı ot ilaçları da kekliğin ihtiyacı olan ot tohumlarının ortadan kalkması demektir. Genişletilecek tarla sınırları o nedenle çok önemlidir.
2- Hayvancılık faaliyetlerinin salım yapılan bölgede denetlenmesi ve kısıtlanması
3- Anızların biraz yüksek kesilmesi
4- Tarım ilaçlarının boş kutularını toplamak için çare bulmak
Elbette saydığım bu olumsuzluklar keklik ve yaban yaşamı için Türkiye’mizin gerçekleridir.
Çil kekliğin önceleri kaynadığı Konya, tüm Trakya, Denizli Tavas ovası gibi bölgelerde tükenmesi bir gerçek olarak ortadadır. Bu yok oluşu avcıya yüklemek fazlasıyla haksızlık olur kanısındayım. Bu bölgelerde hiç kalmazken 5-6 sene önce doğudaki artış da kınalı kekliği tehdit eder hale gelmiştir. Elbette avcı faktörü de vardır. Ama zincirin sonradan gelen halkalarından birisidir. Avcı da artık bilinçli bir çoğunluk gözlüyoruz. Yaban TV’nin “Kınalı Keklik Yemleme Kampanyasına” avcılarımızın ne kadar sahip çıktığı ortada bir gerçektir. Çünkü ne kadar av o kadar avcılık var.
YIRTICILAR
İngiltere’de 9 sene içerisinde arazide 3133 adet kuluçka yuvası tespit edilmiş, bunlardan 1812 tanesi başarılı olmuş, 1321 tanesi de başarısız olmuş. Şimdi başarısız olan kuluçkalara bakalım. YIRTICILAR: Tüm kargalar ve saksağan 142 yuva, tilki 110 yuva, porsuk 39 yuva, fare 38 yuva, kakım 38 yuva, yabanileşmiş kedi 33 yuva, yabanileşmiş köpek 18 yuva, saptanamayan 22 yuva TOPLAM 473 adet, TARIM FAALİYETLERİ: Ot kesimi 275 yuva, diğer tarım faaliyetleri hububat biçimleri 87 yuva, toplam 362, ÇEŞİTLİ FAALİYETLER: İnsan faktörü 39 yuva, köstebek 34 yuva, hastalık 27 yuva, kazara 11 yuva, hava şartlarından 21 yuva, bilinmeyen sebeplerden 258 yuva, yumurta toplamaktan 94 yuva buraya dikkatlerinizi rica ediyorum GENEL TOPLAM 1321 adet kuluçka. Yok olmuş ve başarısız olmuştur.
Yırtıcıların yanı sıra tarım faaliyetlerinin verdiği zayiata dikkat çekmek isterim. Yukarıda sayılan yırtıcılar kuluçka ve yumurta yırtıcıları olarak adlandırılır.
Yine 9 sene süreyle yapılan bir araştırmada
1- Yırtıcı kontrolü yapılmayan her 400 hektar arazide vurulan keklik sayısı senede 12
2- Sadece kuluçkada yatan dişi yırtıcısı ile yani tilki, sansar, gelincik, yabanileşmiş köpek ve kedi ile yapılan kontrol sonucu her 400 hektarda senede avlanan keklik 20
3- Sadece yumurta yırtıcıları yani kargalar, saksağanlar, fareler, porsuk ile yapılan mücadele sonucu her 400 hektarda senede avlanan keklik sayısı 32
4- Her iki yırtıcı ile yapılan mücadele sonucu her 400 hektarda senede avlanan keklik sayısı 75 olarak tespit edilmiştir.
Yerleştirilecek ve yaban kekliğin arazide barınabilmesi çok önemlidir. Kuluçka makinesinde çıkartılıp 10 haftalık salımlara kadar kümeslerde tutulan kekliklerin, ve anaçların arazide barınmaları mümkün değildir.
Doğru olan salım şekilleri ile araziye salınan kekliklerde bile yırtıcı kontrolü yapılmadığında ilk 25 gün içinde %46 ya varan zayiatlar olmuştur. Tehlikeyi sezmek, yırtıcıdan korunmak, yem bulmak gibi faaliyetleri zayiat vererek öğrenmişlerdir.
Değerli konuklar,
Bu gün bu çalıştayda karar vermemiz gereken çok önemli bir konu daha var. Bazı görüşler yırtıcıyı bir denge unsuru olarak görmektedirler. Güzel ve yerinde bir görüş olmakla beraber dengenin olabilmesi için yırtıcı miktarının az olması gerekir. Bir piramit düşünürsek piramidin tabanı av hayvanları, tepesi yırtıcılar olması gerekir. Ama piramit tersine dönmüşse yapacak tek şey onları azaltmaktır. Kekliği araziye yerleştirmek gibi bir amaç taşıyorsak 2 seçeneğimiz vardır.
1- Ya yırtıcı korumacılığı yapacağız
2- Ya da yırtıcıyı temizleyip araziye keklik yerleştireceğiz.
Seçenek ve karar siz yüksek bürokratlarındır. KAK’da yapılan en büyük yanlış bu yırtıcıların da avlanma gurupları içine konmasıdır. Tüm Avrupa ülkelerinde yırtıcı kontrolü 12 ay boyunca yapılmaktadır. Zira yırtıcı kontrolleri şubat-haziran ayları arasında yapılmalıdır. Ağustos ayı ortasında avı açılan yırtıcılar çoğalarak artmış olacaktır. Tilki doğası icabı gece avlanan bir yırtıcıdır. Ama şimdilerde gündüz gözüne ağzında tavuk ortalıkta dolaşmaktadır. Kargalar neredeyse istilacı halini almıştır. Kartal, doğan, şahin, atmaca, baykuş tüm dünyada kanunlarla korunmaktadır. Bilhassa kuluçka dönemlerinde karga, saksağan, tilki ve sansar ile mutlaka mücadele edilmelidir. Keklik salım bölgeleri yırtıcı kontrolleri devamlı yapılmalıdır.
Yırtıcı kontrolünün nasıl yapılacağını zehir hariç merak edenler veya uygulamak isteyenler için çalıştay sonrası bilgi verebilirim.
Burada göz önüne alınması gereken mutlak ikinci şart ise keklik palazlarının 4. haftadan sonra açık havaya çıkması sağlanmalıdır. 10 haftalık oluncaya kadar açık havaya ve araziye alışma eğitimi verilmelidir. Kesinlikle yanlarına yaklaşılmamalı, su ve yem takviyeleri bile karanlıkta yapılmalıdır. İnsana alışmamalıdır. Bu aşamada arazide kullanacağımız yemlik ve sulukların aynen kekliğin dışarıda dolaşacağı bölmelere yerleştirilmesi de şarttır. Kötü hava şartlarında, kar yağışlarında yemi bulacağı yer salım kafeslerinde bıraktığımız yemliklerdir. Ancak palazların 6-10 hafta arası buğdaya ve ot tohumlarına alıştırılması gerekir. Ot tohumları un fabrikalarında elek altı olarak atılmaktadır. Buralardan kolaylıkla temin edilebilir. Bu işlem de yemlerinin içine bir avuç buğdayla başlanan, yavaş, yavaş artırılarak sadece buğday ve ot tohumu kalacak şekilde ayarlanması ile olur. 1 haftalık bir süredir.
Tabii ki sözüm sadece Tarım ve Hayvancılık bakanlığına değil. Av Yönetimi Dairesine de. Zira onların kendi doğruları var. Kendi doğrularını gerçek olan doğrulara çevirebilirsek başarıyı yakalamak mümkün olacaktır. Ama bu işe av yönetimi dairesinin inanması gerekmektedir.
ARAZİYE YERLEŞTİRME AMAÇLI KEKLİK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Hepimizin bildiği keklik yetiştirme teknikleri yapılan araştırmalar yoğun uğraşlar sonucu köklü bir değişikliğe uğramıştır. Şimdiye kadar devlet ve özel sektörde yapılan üretimler ancak, “release and shoot” sal-avla yöntemi için geçerli olabilmektedir. Böyle bir sistem bizde yoktur. Amacımız araziye keklik yerleştirmekse yeni yöntemlerle üretime geçmemiz germektedir. Hem bakanlık hem özel sektör bildiğimiz eski yöntem yetiştirme konusunda çok başarılıdır. İnanıyorum ki yeni sistemde de başarı yüksek olacaktır.
Yerleştirme amacıyla yetiştiricilik yapmak istiyorsak şu an da ki tüm damızlıklarımızı yenilemememiz gerekiyor. Yaban kekliklerden aldığımızı düşündüğümüz devletin ve özel sektörün elinde bulunan tüm damızlıklar en az 10 veya daha fazla senelik bir süreyi işaret etmektedir. neredeyse yanlarına gelip 2 parmağınızı birbirine sürtseniz yem için yanınıza gelirler. Esaret altında bunca senedir tutulan kekliklerden araziye yerleştirme amaçlı üretim artık yapılmıyor. Zira uysal ve hantal olan kuşlardan elde edilen yeni nesil araziye yerleştirmek amacıyla salınmıyor. Hayvanat bahçesinde doğan bir hayvanı doğaya salabiliyor musunuz? İşte aynı yere geliyoruz.
ÇARE NE OLMALI
Aklıma ilk gelen devlet avlaklarından bir tanesini zaman geçirmeden kurak tabir edilen tuzakla yakalama için ayırmalıyız. Bu avlağı da bu işe en meraklı olan bölgede yapmalıyız. Atmaca için nasıl sertifika alınıyorsa kurak içinde verilebilir. Böylece bir folklor olarak kabul gören kurak avcılığını yaşatmış olursunuz. Yakalanan keklikleri de satın alarak yepyeni bir damızlık ortamı sağlamalıyız. Veya devlet izinli yumurta toplatıp kuluçka makinelerinde çıkartıp damızlıklarımızı sağlamalıyız. Yukarıda yırtıcılar konusunda anlattığım ve dikkatinizi çektiğim yumurta toplama işte bu amaçla yapılmıştır. Bizde ki gibi kaynatıp yeme amaçlı değildir.
Tuzakla yakalanması çok zor olan çil keklikte yumurta toplama yöntemi en geçerli yoldur. Kınalı keklikte doğadan yakalanan anaçlarla üretimde 1 sene kazanılır.
Araziden yakalayacağınız yaban keklikleri verim düşünceye kadar anaç olarak kullanabilirsiniz. Elde edilen palazları insandan uzak tutarak yaban olan karakterlerini değiştirmemek gerekir.
Pekiyi bu başarılı ülkelerde işler nasıl yapılmaktadır?
Yaban kuşların bulunduğu arazilere 4 tarafı çok muhkem bir şekilde çevrilmiş çiftleşme alanları yapılmaktadır. Dişi keklik veya dişi sülün başına en az 10 metre kare alan hesap edilerek çiftleşme ortamı sağlanmaktadır. Uçup açık volierden dışarı çıkmaması için de kekliklerin kanatları kesilerek, sülünlerin kanat telekleri lastik veya iple bağlanarak salınırlar. Sülün kesilen kanadını yeniler onun için telekleri bağlanır. Keklik yenileyemez. Çağrılara dışarıdan kesinlikle olumlu cevap gelecektir. Çiftleşmek için erkek konuklar hemen ziyarete başlayacaktır. Yumurtlama başlayınca keklik yumurtaları haftada bir, sülün yumurtaları günaşırı toplanır. Kuluçkaya alınır. Daha önce salınıp yerleştirilen kuşlar yaban kabul edilir. Nasıl ve ne şekilde yapılacağını uzatmamak için anlatmıyorum. Böyle bir işe kalkışırsak sizler nasıl olsa beni bulursunuz. Avrupa’da anlattığım amaçlı keklik yetiştiriciliği için yeni çiftlikler çoktan faaliyete geçmişlerdir ve ürünlerini pazarlamaktadırlar.
Şimdi anlatacaklarım kınalı keklik içindir. Çil keklik tamamen farklıdır ayrıca incelenecektir. Damızlıklar aynen doğadaki gibi açık alanda bırakılmalıdır. Kınalı keklik koksidiyosis dediğimiz kanlı ishal hastalığına çok kolay yakalanan hatta kendi dışkısından bile yakalanan bir kuştur. O nedenle damızlıkları 16X16 milimetrelik tel örgüler üzerinde toprak seviyesinden en az 1 metre yüksekte kafeslerde tutmamız gerekmektedir. Amacı kekliğin pisliğinin tellerden aşağıya dökülmesini sağlamaktır. Kafeslere 20 dişi 6 erkek konur. Kafesler 1,5X6 metre en ve boyunda 1,5 metre yüksekliğinde olur. Kafeslerin arkasına kapalı bir yumurtlama yeri yapılır. Bu alan yumurtlamadan başka yağmur, kardan sığınmak amacını da taşır. Ama gözlemlenecektir ki yağmurda ve karda içerisini tercih eden pek olmayacaktır. Araziden yakalandıkları için ot tohumlarına veya buğdaya alışkınlardır. Yemlikleri bunlarla doldurulur. Yeterince E vitamini eklenir. Damızlık bakımında ve yumurta veriminde yonca olmazsa olmazdır. Bu şekilde besleme de piyasa yemine göre çok daha hesaplı ucuz olacaktır. Aynı zamanda rutubetten hemen mantar bulabilecek piyasa yemlerinden ve hastalıklardan kurtulacaklardır.
Mart ayı başında ötüşmeler çoğalır, kur yapmalar başlar. Mart sonu, nisan başlarında yumurtlamalar başlar. Her gün yumurtlama olmayabilir. Yağmurlu günlerde keklik yumurtlamaz. O yüzden telaşa ve sabırsızlığa gerek yoktur. Dişi keklik içinde oluşan yumurta salkımını tek, tek yumurtlayacaktır. Eş seçimleri sırasında erkekler arasında ölüme varan kavgalar olabilir. Bu oran her kafeste 1-2’yi geçmez. Sakın ola ki ölen bir erkeğin veya dişinin yerine kafesi tamamlamaya kalkışmayın. Sonradan eklenen keklik için sonuç kesinlikle ölümdür. Toplanan yumurtalar haftada bir olmak üzere kuluçkaya konulur. Yumurta toplama, yem, su ikmali kesinlikle gece yapılmalıdır veya otomatik sistem kurulmalıdır. Damızlıklarla insan teması çok az olmalıdır. İnsan tarafından bile ürkütülen damızlıklarda yumurtlamanın birkaç gün kesildiği görülmüştür.
Çiftleşme mevsimi bittikten sonra kafeslerdeki keklikler kafeslerden çıkarılarak genişçe bir voliere toplanarak karıştırılmalıdır. 1 hafta kadar burada bırakılan damızlıklar tekrar kafeslere alınır. Kafeslerdeki eksikler bu şekilde tamamlanacak ve kan karışımı sağlanacaktır. Çiftleşme mevsimi olmadığı için kavga ve ölümler olmayacaktır. Volierlere çıkarma sırasında uzamış gagalar kesilmelidir. Genelde üst gaga uzaması kekliğin ölümüne sebep olabilir. Gagası uzayan keklik yemi alamayacak beslenemeyecektir.
Çıkan civcivlerle insan teması hiç yoka kadar indirilmelidir. Bunun için de civciv bakım kafeslerinden yavaş, yavaş vazgeçip otomatik düzeneklerle yem ve su ihtiyaçları karşılanmalıdır. Yeni civciv yetiştirme evleri 1 metrekarede 40-50 adet civciv olacak şekilde inşa edilmelidir. Ancak dışarıda gezinti yerleri geniş tutulmalıdır. Civcivler hışırtılı ses çıkaran objelere karşı meraklıdırlar. Otomatik düzeneklere alıştırmak ve yumurtadan çıkar çıkmaz yemlenmesini sağlamak için gezdikçe hışırtı yapan kağıtlar yemlikler altına yerleştirilir üzerlerine yem serpilir. Otomatik suluk sisteminde suyu kolaylıkla bulur. Nipel tabir ettiğimiz bu sistemde su damlacıkları nipellerin uçlarında birikir ama gaga teması olmadan akmaz. Yükseklikleri civcivin uzanarak suyu alabilecek şekilde ayarlanmalıdır. Civcivler ilk 2 hafta piyasa yemi ile beslenirler.
Ancak yetiştirme yapılacak kısmın ısısı çok önemlidir. Isı düşerse üst üste yığılmalar olacak ve büyük zayiatlar verilecektir. 4 haftalık olduktan sonra dışarı çıkış imkanı sağlanmalıdır.Güneşli havalar seçilerek işe başlanmalıdır. Civcivler dışarı çıkıp içeri girmeyi kısa zamanda öğreneceklerdir. 6 haftalık palazlara dışarı çıkma alışkanlığını vermek için içerideki yemlemeyi 1 hafta içerisinde kesip yemlik ve sulukları dışarı yerleştiriniz. Dışarıdaki yemlik ve suluklar salımda kullanacağınız yemlik ve suluklarla aynı olmalıdır. Salımdan 2 hafta önce kınalı keklik için 8 haftalık 20-25 adet 6X6 metrelik , çil keklik için 13-17 arası palazı 3X3 metre kafeslere koyunuz. Burada akrabalık, arkadaşlık bağlarını 2 hafta içerisinde geliştireceklerdir. Doğada oluşacak guruplar bunlar olacaktır.
Gece karartması mutlaka yapılmalıdır. Bu işlem yavaş, yavaş alıştırılarak reostalı bir sistemle kolaylıkla yapılır ve alıştırılır. Nasıl gün ışığı yavaş, yavaş karanlığa dönüyorsa ona alıştırmak içindir. Buna alıştırılmadan salınan kekliklerin gece ışığa, sokak lambalarına doğru yürüdüğü ve dağıldığı görülmüştür.
Civcivler 2 haftalık oluncaya kadar piyasadaki civciv yemiyle beslenirler. Bundan sonra doğada bulacakları ot tohumu kırık buğday, mısır kırması ile beslenmelidir. Yeme alıştırılmalarını yukarıda anlatmıştım.
Ortamı steril ve temiz tutarak hastalıkları önleme yoluna gitmeliyiz. Aşı, antibiyotik, ilaç kullanmaya gerekmedikçe başvurmamalıyız. Ortam temiz tutulursa kolay, kolay hastalık olmayacaktır. Bir tek New-castle kuş vebası çok büyük teleflere sebep olur. Adını da ilk burada görüldüğünden almıştır. Bunun da zaten ilacı, tedavisi yoktur. Çok dayanıklı olan %30 kadarı hayatta kalacaktır. Bundan korunmanın yegane önlemi de keklik palazlarının dışarıda dolaştığı kafes içerisine serçe, güvercin, kumru gibi kuşların girmesini önlemektir.
ARAZİYE KINALIKEKLİK SALIMI
Araziye keklik veya sülün salımı 2 amaç için yapılmaktadır.
1- Araziye yerleştirmek kısmen avlanmak için yapılan salımlar
2- Avlanmak için yapılan salımlar
1- Araziye yerleştirmeyi yukarıda anlattığım şekilde elde edeceğimiz palazlarla yapacağız. Araziye keklik yerleştirmek için yapılan salımlarda arazinin boş olması veya yaban kekliğin yok sayılabilecek kadar az olması en önemli konudur. Arazide kayda değer bir yaban nüfusu varsa salım sonucu uyuşmazlıkların ortaya çıkacağı aşikardır. En önemli sorun gıda ve arazi paylaşımı olacaktır.
Araziye 10 haftalık salınan ALECTORIS RUFA ’larda 6 ay sonunda yerleşme oranı %20 sonraki 6 ayda maksimum %37 oranında olmuştur. Bu oran temmuz ve ağustos başında yapılan salımlarla elde edilmiştir. %40 kota ile avlanmakla bu oran %14 ye düşmektedir. Salım tarihi daha geç olanlarda örneğin yetişkin sonbahar ve bahar salımlarında yerleşme %0 olarak gerçekleşmiştir. Yırtıcı kontrolü çok sıkı yapıldığı halde nasıl yok oldukları sürüden ayrılıp kaybolmaları tüm gözlemlere rağmen anlaşılamamıştır. Yırtıcının bize göre yok sayılabileceği İngiltere’de bu dağılma çiftleşme dönemine rastlamaktadır. Ancak yerleşen kuşlarda üreme oranı %90 olmuştur. Bu bile büyük bir başarıdır. 1000 adet keklik salınan arazide 200 yaklaşık 100 çift keklik yerleşmekte ve %90 bir üreme gerçekleşmektedir. Yani bir daha ki seneye yine 1000 adet 500 çift tamamen vahşi keklikle giriyorsunuz. Tabi ki avlatmazsanız. Çok büyük bir başarıdır. Ancak ALECTORIS RUFA için artık yerleştirme çabalarından vazgeçmişlerdir. Avlanma İngiltere’de çok büyük bir sanayi haline gelmiştir. Bir günlük av 800 ila 1000 Pount arasındadır. Arazideki yaban kekliğini korumadıklarını salımlarla avlatmayla hata yaptıklarını kabul etmektedirler. Çil için gayretlerini artırmışlardır.
İngiltere’de aklınıza hiç gelemeyecek hayvanlar bile yırtıcı kabul edilir. Hani meşe palamudunu alırmış, bir yere gömer unuturmuş, oradan meşe ağacı çıkarmış ya, işte o ala karga baş yırtıcı sayılır. Gri sincap, martı bile yırtıcı sınıfındandır.
Tüm bu bilgiler ışığında, ne yaparsanız yapın %63 bir kayıp oluyorsa bu miktarı avlatmak en doğru yaklaşımdır. İşte İngiltere bunu yapmaktadır. Yalnız şunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Salım yapmak ayrı bir işlem, yerleştirmek bambaşka bir işlemdir. Game Conservancy yaban hayatı uzmanlarından HUGO STRAKER ile yaptığım yazışmada bana “en büyük yerleştirmenin doğal kekliği yaşatmak” olduğunu yazmıştır. Ama yerleştirmede elinde CHUKAR için doneler bulunmadığını bu konuda Türkiye’den ve CHUKAR bulunan başka ülkelerden hiçbir bilgi alamadıklarını anlatmıştır. Kınalı kekliğin yerleşmede ne kadar başarılı olduğu hakkında bir bilgi edinilememiştir. İşte umarım bu çalıştay sonrası alınacak kararlarla arazide çalışmalarla bir ilke adım atılmış olur. Bir veri elde edilir. Bilimsel olarak yayınlanır.
Orman Ve Su Bakanlığı, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından bürokratları burada bulmuşken sizlere bir öneri: Değirmen Örnek Avlak işletmecisi Sayın Uğur Akoğlu aramızda. Kendisi bu konuda derece son meraklı ve istekli. Avlak Ankara’ya çok yakın. Kontrol ve gözlem için ideal. Biz onunla beraber temmuzda kınalı kekliği saldık. Sonra gidip aralıkla avlandım. Salınan yerde duruyorlardı. Yaban kekliği avlar gibi avlandım. Yaban keklikten hiç ama hiç farkı yoktu. Gelin destek verin. Salımın başarısını ve yerleşme oranını ciddi olarak takip edelim. Hem elimizde bilimsel bir bilgi olsun, hem de seneye gelecek İngiliz konuklara göstereceğimiz bir yerimiz olsun. Sizler bakanlıklar olarak maddi destek verin ben de bila bedel bilgi desteği vereyim. Sonuçta yapılacak olan bilimsel araştırmalar üniversitelerin yani hocaların ve devletin işleridir. İstekli bir işletmeci, istekli bir bilgi birikimi olan kişi var sizde destek olun bu işe başlayalım.
Release&shoot sal-avla sistemi ile İspanya’da 3 milyon adede yakın alectoris-rufa veya redleg keklik araziye salınmakta ve yılda 10 milyon adet civarında fişek atılmaktadır. Kalan kekliğin arazide yerleşme oranı ise %10 dolayında olmaktadır. Amerika’da kınalı keklik yerleştirmede çok büyük bir başarı elde edilmiştir. Ama unutmayalım hepsi vahşi doğadan alınan kekliklerle bu iş başarılmıştır. Habitatla ilkimle alakası yoktur.
Salım alanlarını büyük tutmak yanlıştır. En ideal salım alanı 400 hektardır. Salım arazileri 400 hektar üzerinden hesap edilerek yapılmalıdır. 400 hektar arazi için 500 kınalı keklik idealdir. 1 kekliğe 8 dekar yani 8000 metre kare bir alan düşecektir. 400 hektar olarak başladığımız yerleştirme arazimiz çiftleşme dönemindeki göçlerle yaklaşık 2400 hektara ulaşacaktır. O nedenle arazi parçaları hesap edilirken 400 hektar 2500 hektar olarak hesaplanmalı salımlar ona göre yapılmalıdır. 400 hektar arazinin hemen yanına bir 400 hektar daha yerleştirme alanı yapılmamalıdır.
Çil için bu rakam 300-en çok 350 adet olmalıdır. Ancak çil için 400 hektar arazinin yaklaşık 260 hektarı ekenek, burası çok önemli (Anız, lahana, pancar, mısır,cin mısır, hardal vs.) 140 hektarı da otluk çalılık, ağaçlık olması aranan bir kriterdir. Tarım faaliyetleri sırasında keklik arazideki otluk alanlara çekileceklerdir. Zaten İç ve doğu Anadolu’da ağustos ayının ortalarında hububat biçimleri yapılmakta keklik de kocaman palaz olmaktadır. Ancak hayvancılık faaliyetleri de salım yapılan bölgelerde kısıtlanmalı veya tamamen yasaklanmalıdır. Köyün hayvanı elbette buna mani değildir. Ama bilinmektedir ki anızlar ve otlaklar muhtarlar tarafından kiraya verilmekte ve on binlerce hayvan arazide otlamaktadır. Şunu unutmayalım. Ot varsa keklik var.
2- Avlanmak için yapılan salımlar sadece sülün için yapılır. Sülün arazide yerleşmeyen bir av kuşudur. Şimdi diyeceksiniz ki doğal sülün olan araziler ne olacak? Doğal sülün arazisi gösterebilirseniz soruyu cevaplayacağım. Önceden burada çok sülün varmış teziyle olmayacak tabi. Şu anda saf doğal sülün bulmak da mümkün değil. İsteseniz de sülünü yerleştiremezsiniz. Sülünün yerleşmemesi için de açıklama şudur. Sülün yumurtaları 7 günde bir kuluçkaya girmektedir. 7 günlük yumurtaların bile çıkım oranı %60 olarak kabul edilmiştir. 8. günden sonra dramatik bir düşüş olur. Bir sülünün 15 yumurtaya kuluçkaya yattığını düşünürsek %50 yumurta 7 tane zaten çıkmayacaktır. Kalan 8’in de %60’ı 5 civcivin de mutlaka zayiata uğrayacağı düşünülürse sadece birkaç civciv yaşayabilir, hiç yaşamayabilir.
O nedenle dünyanın her yerinde sülün kuluçka makinelerinde üretilerek araziye salınır ve avlatılır. Bu her sene devam eder. Bu konuda 80 senelik deneyimi olan ülke İngiltere’dir. Milyon adetlere ulaşan sülün salımı yapılmakta ve avlatılmaktadır. Kalan kısımları ise araziye kurulan çiftleşme volierlerinde vazifelerini yapmaktadır. Ancak bu ülkede ve birçok Avrupa ülkesinde gece gözü parlayan her türlü yırtıcı vurulur. Daire başkanımız Sn. Cemal Akcan İngiltere’de bu konu hakkında incelemelerde ve değerlendirmelerde bulundu. Keklik için böyle bir şey söz konusu değildir. Prof Dr. Sayın Kemal Kırıkçı’nın bir asistanına doktora tezi olarak verdiği ve incelediğine göre keklik yumurtasının 15 gün hatta daha sonraki günler hiçbir hasara uğramadığı ispatlanmıştır. Bilgi sahibi olmak isteyenler hocama baş vurabilirler.
Sırası gelmişken Av Yönetimi Dairesine bir soru sormak istiyorum. Samsun da Karacabey de İstanbul’da sülün yetiştirme tesislerinde hatırı sayılır sayıda sülün üretilmektedir. Birdenbire 200 küsur devlet avlağı türemişken neden bu üç bölgeye sülün avlağı yapılmaz anlamakta güçlük çekmekteyim. Bu ava meraklı olanlar Bulgaristan’a diğer Avrupa ülkelerine dünyanın dövizini yatırmaktadır. Şu noktaya da artık parmak basmak gerektiğine de inanıyorum. Özel bir hizmet sunuluyorsa bunun bir karşılığı olmak zorundadır. Bunun adının Devlet avlağı olması gerekmez. Bedelsiz 2 adet vurulacak sülün hiçbir avcıyı tatmin etmez.
Sülün salımı anlatacaklarımla hiç alakası olmayan bir salım şeklidir. Konumuz dışıdır.
Kınalı keklik salım zamanı Temmuz 15- Ağustos 15 arası ve palazlar 10 haftalık olunca yapılır. Kınalı keklik 10 haftalıktan sonra derhal evcilleşme eğilimi gösterir ve hantallaşır. Uçma, kaçma yeteneğini yitirir. Ne kadar büyük volierde bakarsanız bakın hareketsizlik sonucu uçma kabiliyeti kalmaz. İlk uçuşta can derdine uçabilir ama ikinci uçuşu yapamaz ve yakalanır. Çil keklik ise asla evcilleşmez. O nedenle çil salım tarihi salım çeşidine göre Ağustos ve Ekim olmak kaydıyla 12-16 haftalık arası yapılabilir.
SALIM İŞLEMLERİ
ARAZİYE KINALI KEKLİK SALIMI
KEKLİK SALIM KAFESLERİ
Kafesler ahşap veya profil borulardan yapılabilir. Yan kısımları sağlam örme telden, üstleri ise kesinlikle ağ veya plastik örmelerden yapılmalıdır. Zira ürkme anında keklikler yukarı doğru fırladıkları için kafalarından yaralanma ve ölme olasılığı çok yüksektir. Ebat olarak 3 X 3 metrelik 4 parçadan oluşur. Bu ebattaki kafeslerden 25 kınalı keklik salınabilir.
Avlatmak için yapılacak salımlarda kafes ebadı değişir. O zaman kafesler 6 x 6 metre olarak hesaplanır bir kafesten 50 civarında kınalı salınabilir. İspanya ve İngiltere’de en gözde av olan DRIVEN HUNTİNG sürek avları için bu sistem kullanılır.
Kafeslerin 4 parçadan yapılması taşıma ve kurma kolaylığıdır. Arazide bu parçalar sağlam telle birbirine bağlanarak kafes şekline getirilir. Kafeslerin alt bölümü yerden 30 santim kontrplak veya ucuz bir ahşap malzemeyle kapatılır. Bunun amacı dışarısı ile kekliğin bağlantısını kesmek ve sadece gökyüzünü görmelerini sağlayarak ürkmeleri önlenmek içindir. Kafesler araziye 5-10 santim kazılarak yerleştirilir. Keklik kazıcı bir kuştur kendiliğinden açılan delikten hepsi birden dışarı çıkmaması içindir. Keklik salımı 7 günlük bir işlemi gerektirir. Dolayısıyla aynı kafesler bir salım mevsiminde 4 kez kullanılabilir. Sonra bakımları yapılarak depolanır.
Merakıma mucip olan avcılık eğitimi veren birkaç yüksek okul var. Burada yetişenler acaba orman muhafaza memuru olsunlar diye mi yetiştirilmektedir? Zira araziye keklik salmak, yerleştirmek mesai ile yevmiye ile olacak bir iş değildir. Yorum yapmıyorum. Sadece buradaki hocalarıma soruyorum.
ARAZİYE KURULAN KEKLİK SALIM KAFESLERİ
Kafesler içerisinde yemlik, suluk, saman balyaları bulunur. Aynı yemlik, suluk,
saman balyası kafes dışına da konur. Amaç kekliğin kafes dışında da kendini gurup içerisinde hissetmesidir. Tekrar söylemekte fayda görüyorum ki volierler içerisine aynı cins yemlik ve suluklar yerleştirilerek alıştırılmaları şarttır. Yırtıcı saldırısına uğrayan bir kafeste dağılan keklikler asla tekrar yuvaya dönmezler. Doğada kaybolup giderler.
Kafesler içine konacak bir başka aygıtta olası yağmur ihtimaline karşı bir korunaktır. Menteşeli veya yaylı bir küçük kapı kekliği dışarı çıkarmak için gereklidir.
Salımın yapılacağı bölgelerin seçimi çok önemlidir. Arazi seçildikten sonra kafeslerin yerleştirileceği sitelerin kurulacağı yer ayak altı olmamalı ama tali yollara yakın olmalıdır. Gerektiği zamanlarda su bidonları doldurulmalıdır. Şayet mümkünse kaynak sularının bulunduğu bölgeleri seçmek en iyi seçenektir. Yemliklerde yem çok uzun süre dayanır. Salım yapıldıkça arazide yemlenme alışkanlığı gelişecektir. Yetişkin bir kekliğin günlük yem miktarı 40 gramdır. 25 litrelik 2 yemlikten 20 adet keklik için sadece yemlikten beslenseler dahi neredeyse 40 gün yeterli olacaktır. Salımdan sonraki 10 gün sonrasında yemlikten beslenme oranı %10’lara kadar düşecektir. Kışın yem bulamayan keklikler buradan besleneceklerdir. Doğadaki yemin en az olduğu zaman karlı kış ayları ve bahar aylarıdır. Dolu tutulmalıdır.
SALIM SİTELERİNİN KURULMASI
3-4 adet salım kafesi en çok 5, 8-10 metre arayla bir yarım ay yapacak şekilde yerleştirilir. Siteleri sulu bir dere kenarına yerleştirirseniz salım çok başarılı olur. Keklikler sıkıştırılmadan taşıma kafesleriyle taşınarak salım kafeslerine yerleştirilir. Kesinlikle sonradan salım kafeslerine ekleme veya çıkartma yapılmaz. Kafesler ve dış kısım eksiksiz yerleştirilmelidir. Keklikler kafeslere yerleştirildikten sonra kafes etrafına yerden biri 10 biri 30 santimetre yükseklikte 2 adet sağlam bir ip gerilir. Bu iplere çıngıraklar veya çanlar asılır. Bu çanlar gece yaklaşan yırtıcıların habercisi olacaktır. Siteler arası en az 80 metre olmalıdır. Bir bekçi 4 siteye bakabilir. Salımlar yazın olacağı için bekçiler için sorun yoktur. Malum yazın yorganı geniştir. Kekliklerin tamamı salındıktan sonra çok büyük guruplar oluşur. Sonra alan sahiplenmeye başlarlar. Her kafes kendine bir alan çizer. Biz buraya saldık sen burada kalacaksın diye bir şey söz konusu değildir. Çoğunlukla salınan bölgeye sadık kalınsa da bazı guruplar salım kafeslerini merkez kabul ederseniz 500 metre çaplı bir daire içerisinde yerleşebilirler.
SALIM İŞLEMİ
Kafesler eksiksiz olarak yerleştirildikten sonra keklikler getirilip kafeslere konur. 8 haftalıktan beri aynı kafes içinde olanlar kafeslere yerleştirilmelidir. İlk gün streslerini atmaları ve kafese alışmaları sağlanır. Ertesi gün mümkün olduğu kadar hatta hiç görünmeden kafes kapısı uzaktan ip ile açılır. 4-5 tane kekliğin dışarı çıkması sağlanır. Bu dışarı çıkış hiçbir zaman parlayıp uçarak olmaz. Yürüyerek çıkarlar. Kafes kapısı kapatılır. 2. gün tekrar aynı işlem yapılır. Yine 4-5 tane keklik salınır. 3-4-5. günler aynı işlem tekrarlanır. 4. ve 5. günlerde dışarı saldığınız keklikleri kafesten uzaklaşmış dolaşır veya yemlenirken görürsünüz. Kafes içerisinde bırakacağınız 1-2 çığırtkan keklik, çağırıcı olarak görev üstlenirler. Fazla açılan keklikler bu sese geri dönerler. 7. güne kadar çığırtkan keklikler kafeste bırakılır. Sonra onlar da salınır. 8. gün kafesler keklikler araziye çıktıktan sonra sessizce parçalanarak yeni salım bölgesine taşınır. Yemlik ve suluklar oldukları yerde bırakılır. Böylece salım işlemleri tamamlanmış olur. Her sitede 1 kekliğe mikro radyo alıcısı takılarak her gurup bürolardan da izlenebilir. Avlatmak için yapılan salımlarda salım bölgelerinde en son kuş salındıktan sonra 2-3 hafta avlatılmaz.
Pekiyi işimiz biter mi? Hayır. Akşamları alışık oldukları kafeslere dönüşler başlar. Su ve yemi bulmuşlarsa dönmeyebilirler. Artık gözlem işlemleri başlayacaktır. Tamamen araziye adapte olmaları en az 20 günü bulacaktır. Adapte olmaları yerleştikleri anlamına gelmez. Bu arada salım bölgelerinde geceleri dolaşarak yırtıcı kontrolleri mutlaka yapılmalıdır. Şayet araziye kekliği yerleştireceksek tek seçeneğimiz yırtıcıyı bu araziye sokmayacağız. Arazide yerleşik durumdaki yaban kekliği yırtıcıdan nasıl korunacağını daha civcivken öğrenmeye başlar. Salınanlar yeni, yeni araziye alışıyorlar.
ARAZİYE ÇİL KEKLİK YERLEŞTİRME
Çil keklik yerleştirme de başarıyı yakalamak çok ciddi bir olaydır. Salım işlemleri doğru uygulanmadığı takdirde çok büyük uğraşlar, pahalı bir yatırım ortada kalır. Başarıda hiçbir garantisi yoktur.
Çil keklik çok enteresan ve kınalıya nazaran çok agresif bir kuştur. Zaten kınalı keklik ile bir kan ve genetik bağı yoktur. Ancak çil keklikte araziye uyum ve yerleşme kınalı türlerine göre çok yüksektir. Çok daha çabuk araziye uyum sağlayan ve yabanileşen bir türdür.
Geçmişe nazaran İngiltere’de 1980 yılında %80 azalan çil kekik son 30 senede çok ciddi uğraşlarla 2005 yılında azalma %12 oranına düşmüştür. Ama dikkatinizi çekmek isterim ki İngiltere’de salınan çil keklikler için avlanma kısıtlanmamıştır.
Doğu İngiltere ile güney İngiltere arasında bölünmüş bölgede 26 sitede 1980 yılından bu yana çil kekliğin 2020 kaderi ve üreme başarısı için çalışıldı. Bu 26 sitede 131 çil kekliğe radyo vericisi çipler takıldı. Kafeslerden salım, genç çiftler salımı, tavuklar altında çıkarılan çillerin salımı, sahte çillerle (mühre) yapılan salımlarla ilgili deneyler yapıldı. Salımdan 6 ay sonra yeme alıştırılan tavuk alında çıkarılan, palaz olarak salınan, anaçlarla beraber salınan çillerde %20, sonbahar salımlarında %10, ilkbahar salımlarında %9, yeme alıştırılmadan yapılan salımlarda %7 oranında başarı sağlanmıştır. Ancak sonraki 6 ay içerisinde başarı %36’ya çıkmıştır. Bu %36 yerleşenin üreme oranı %89 ulaşmıştır. Salınan kuşların yeni nesillerinin büyüklüğü, ağırlıkları, renkleri yaban çillerden hiç bir farklı olmamıştır.
Güney İngiltere’deki başarı oranı doğu İngiltere’nin yarısı kadar oldu. Aradaki farkın tek nedeni yırtıcı kontrolünün gerektiği gibi yapılmamasıydı. Görülüyor ki Yırtıcının verdiği zarar avlanmaktan çok daha büyük önem taşıyor.
Yeme alıştırılmış zamanında salınmış çillerde bir sonraki sonbaharda hayatta kalma ve yerleşmede başarı %49, sonbahar salımlarında %31, ilkbahar salımlarında %24,
Yeme alıştırılmamış salımlarda ise %0 olmuştur.
SALINMAK ÜZERE YETİŞTİRİLEN ÇİL KEKLİK İÇİN KURALLAR
KIŞ BOYU DAMIKLIK BAKIMI
Karma bir sürüden oluşacak damızlıklar 100 çift damızlık için 24X36 metre ebatlı volier içerisinde bakılmalıdır. Bu büyük volier 3X3 metre ebatlı karelere bölünmelidir. Yüksekliği maksimum 1,80 metre olur. Damızlık olarak kullanılacak çiftler, 3X3 metre ebadında kafeslere yerleştirilir. Amaç, çiftleşmede zorluk çıkartmamaları ve alışmalarıdır. Karışık hepsi bir arada voliere konacak sürülerde tüy yolma, yaralama maksimum seviyeye çıkar. Halka takmak gaga deformasyonuna sebep olur. Birbirine alışacak çiftler bulmak çok zorlaşır. Çiftleşme zamanında çok büyük sorunlar yaşanır. Çünkü çil tek eşli ve eş seçicidir. Böldüğünüz 3x3 kafeslerin aralarını yerden en az 50 cm olacak şekilde kapatın ki diğer çiftleri görmesinler. Aynı zamanda palazlıktan itibaren bu voliere yerleştirilecek çiftler birbirine alışacak çiftleşmede zorluk çıkartmayacaklardır. Mart ayında bu çiftler taze topraklı 3X6 metre ebatlı kafeslere alınır. Bu çiftler civciv çıkardıkları takdirde salımları damızlıklarla beraber olacaktır.
Anaçlarla beraber yerleştirme yapmak için yetiştireceğiniz çil keklikler için kafes boyutlarının 3x6 metre ebadında olması gerekir. Bu kafeslere erken baharda çift, çift ayırdığımız kekliklerden 1 çift yerleştirilir. Her bölümün alt kısmını 0.5 metre yükseklikte tahtayla kapatılır. Civcivlerin ve anaç kekliğin yaklaşandan ürkmemesi için gereklidir. İki kafes arasına 30 santim tahta yerleştirin. Kafeslerde kesinlikle açıkta kalmış çivi ucu çıkıntılı tel parçası bulundurmayın. Tel örgüler civcivlerin çıkamayacağı sıklıkta olmalıdır.
Kafesler kalın, suya dayanıklı 35-40 santimlik membran şeritler üzerine oturtulmalıdır. Bu işlem kuşların kafesin altını kazmasına mani olur.
Anaç kuşlar her an temiz su, gıda, kum bulabilmeli ve rüzgar, yağmurda barınma için korunaklara saklanabilmelidir. Civcivlerin ilk 4 haftada yağmurda ıslanması kesin ölüm sebebidir. Kafesteki kumun çamur olmaması çok önemlidir. İnşaatlarda kullanılan kaba sıva kumu kullanılmalıdır. Kafesin arka köşesine yaprak döken örneğin meşe, gürgen, kavak gibi ağaçlardan kesilecek dallardan bolca konmalıdır. Geri kalan bölümü de yüksek çimlenmiş yeşil buğday, yeşil arpa, pancar vs. olmalıdır.
Kafesler korunaklı bir bölgeye yerleştirilmelidir. Korunaklı değilse etrafı mutlaka elektrikli telle çevrilmelidir. Tilki, sansar ve gelincik için.
Çil keklikleri palaz olup salınmaya 2 hafta kala civciv çıkarmış anaçlarla beraber 3x3 metrelik kafeslere taşıyın.
DAMIZLIK KAFESLERİ 3X6 METRE
YİYECEK
Kuluçkadan çıkan civcivler ilk 2 hafta ticari civciv yemi ile beslenmelidir. Ek olarak kemik kurdu hemen verilmelidir.Yapımı çok kolaydır. Yabani ot tohumları 2 haftalıktan sonra alıştırılmaya başlanmalıdır. Yabani ot tohumları un fabrikalarından kolaylıkla bulunabilir.
Kafeslerde salımdan önceki 2 hafta içerisinde anaçları ile beraber aynı yemle besleyin. Örneğin buğday, mısır kırması ot tohumları. Araziye salındıklarında bulacakları yem aynı olsun.
PARAZİTLER
Bu kafeslerde yetiştirme zamanlarında koksidiyoz ve solucan için devamlı kuşları veteriner kontrolünde tutunuz. Civcivler bu hastalıklara karşı çok duyarlıdır. Hastalığın tanısı veteriner tarafından kolaylıkla konabilir. Kafesleri her yıl temiz zemin üzerine taşıyınız. Şayet anaçlarda solucan görülürse 6 hafta ara ile yıl boyu tedavi edilmelidir.
Solucan için salımdan önce şüpheniz devam ediyorsa 7 gün tedavilerini sürdürün.
KUŞLARIN DAVRANIŞLARI
Salınacak kuşlar mümkün olduğunca vahşi tutulmalıdır. Uysallaşmaya yatkın kuşlar bilhassa kuluçka makinelerinde çıkarılanlar arasında hayli fazladır. Bu gibi kuşların doğaya uyumları çok zor hatta imkansızdır. Bunları kafeslerden uzaklaştırın. Kafeslere gündüz vakti kesinlikle sokulmayınız. Su ve yem yenilemelerini geceleri yapınız. Hep aynı kişi ile yapınız.
YERLEŞTİRME ANAÇLARININ KAYNAĞI
Salım için yetiştirilecek anaçlar çok önemlidir. O nedenle yerleştirme için yapılacak salımlarda damızlık için doğadan toplanacak yumurtaların kullanılması esastır. Bunu yapamıyorsanız bu amaçla çil keklik yetiştirilen çiftliklerden sorarak, öğrenerek, garantili yumurta ithalatı en geçerli yoldur. Kıta Avrupa’sı ile Türkiye’deki çil keklik aynıdır. (İngiltere, İrlanda, Finlandiya HARİÇ)
YERLEŞTİRME İÇİN YETİŞTİRME DE İPUCU
Kafeslere alınan ve civciv yetiştiren damızlıkları palazları ile birlikte doğaya salın. Zira kafeste bile civciv çıkaran çift doğa için kazanılmış çil kekliklerdir. Doğada da damızlık görevini mutlaka yerine getirecektir. Üvey analığı kabul etmiş anaçları da aynı şekilde doğaya beraber salınız.
Civciv çıkarmayan çiftler ise üvey ana olarak kullanılabilir. Yumurta yapıp kuluçkaya yatmadıysa birkaç gün takip edip yumurtaları kuluçka makinelerinde çıkarabilirsiniz. Kuluçka makinelerinde çıkarılan 13-17 adet arası civcivler 3 haftalık olunca 3X6 kuluçka kafeslerine alınır. Bu işlemi sakin ve güneşli sıcak bir günde yapın. Meteorolojiyi iyi takip edin ki o gün yağmur olmasın. Kafes içinde enfeksiyon olmadığına çok dikkat edin. Kafes içinde bulunan anaçlar agresif davranabilir. Ama çok seyrek görülen bir olaydır. Genelde 2 saat içinde geçer. 1 gün bekleyiniz. Çoğunlukla bu süre zarfında alışacaklar ve bakıcılığa başlayacaklardır. Şayet hala agresiflik devam ediyorsa agresif davranan çil kafesten hemen çıkarılır. Genelde %99 anaç çok sakin davranacaktır.
Salımlarınız ebeveynsiz olacaksa 13-17 adet civcivi akrabalık bağı oluşturmak için 5 haftalık olunca 3X3 metre kafeslere alınız. Temmuz sonuna kadar birbirlerine alışacaklar ve bir bağ oluşturacaklardır. Temmuz sonu, Ağustos başı bunlar araziye salım kafesleri içinde salınacaklardır.
Kafeslerde kuluçkaya yatan civciv büyüten gurupların salımları ebeveynleriyle birlikte daha geç eylül sonu ekim başı gibi yapılacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz sonbahar salımları.
Tüm bu anlatılanların yanı sıra birde tavuk altında yumurta konularak çıkartılan yetiştirme şekli vardır ki üzerinde durmak istemiyorum. Apayrı bir yatırım ve külfet getiren bir konudur. Yetiştirme kısıtlıdır. Küçük çaplı salımlar içindir.
SALIM UYGUN MU?
Salarak çil keklik yerleştirme ciddi bir meseledir. İlk olarak seçeceğimiz arazi çil keklik için uygun mudur? İncelememiz gerekir. Her araziye çil keklik yerleştirmeye kalkmak garantisi olmayan uzun, yoğun emek ve pahalı bir operasyon olur.
İngiltere’de çil keklik kurtarma projesi km karede yani 100 hektarda çitleşme zamanında 18 çifti kılavuz olarak almıştır. Doğaya yayılma ve yerleştirmede avlanma yapıldığı halde 5 sene içerisinde 100 hektarda 18 çift oluşturabilirseniz başarılı sayılırsınız.
400 hektar içerisinde 2 çift çil keklik sayıyorsanız o sahada mutlaka yerleştirme yapmak zorundasınız. Bu miktar arazide yaban çil kekliği yok sayabileceğiniz anlamına gelir.
1- Habitatı iyileştirin (tarla sınırlarının genişletilmesi, saklanma sağlayacak bitkilerin yetiştirilmesi vs.)
2- Bahar ve kış yemlemelerini yapın
3- Çok yoğun yırtıcı kontrolü yapın
4- Salım yapılan bölgelere hayvan otlaması ve tarım faaliyetleri için ikaz levhaları koyun
5- Araziyi 400 hektardan daha büyük tutmayın
6- Yerleştirme yapacağınız arazide daha önceleri çil keklik miktarını bilen avcılarla mutlaka görüşün ki onlar bu araziye ne kadar çil keklik yerleşebileceğini sizlere söylesinler.
SINIR GENİŞLETME
SALIM YAPILMIŞ BÖLGELERE İKAZ TABELALARI KOYUN
B- YIRTICI YÖNETİMİ
Seçilecek bölgelerde yoğun yırtıcı kontrolü (şubat-haziran ayları arasında), kış yemlemesi ve habitat yetersiz ise yerleştirme kesinlikle başarısız olacaktır. Salım bölgelerini tespit ederken bahar aylarında mutlaka gözlem yapılarak çil keklik nüfusunun tespiti şarttır.
Özellikle tilki olmak üzere, yabanileşmiş kedi ve köpek, gelincik, sıçan, karga, ala karga ve saksağanlar ile yoğun bir şekilde mücadele edilmelidir. Çil kekliğe en büyük kayıbı bu yırtıcılar vermektedir. Şubat-Haziran aylarında yukarıda sayılan yırtıcılarla mücadele başarının anahtarı olacaktır. Değerli konuklar. Tekrar ediyorum. Keklik yerleştirmenin ilk ve en önemli başlangıcı yırtıcı ile mücadeledir.
Kanunlarla korunan yırtıcılar söylediklerim dışındadır.
Çil keklik aslında şahin, atmaca gibi küçük kanatlı yırtıcılar için kolay avlar değildir. Resimde görüldüğü gibi şahine kafa tutan bir çil keklik.
YEMLİKLER YERLEŞTİRMEK
Kuşlar salındıktan sonra Salım kafeslerindeki yemlik ve suluklar kesinlikle kaldırılmamalıdır. Yemlikler ve suluklar yetiştirme zamanında kullandıklarınızla aynı olmalıdır. Zamanla kontrol edilmelidir. Bilhassa kış ve bahar aylarında dolu olmalıdır.
Orta yere konan yemlikler bu tip yırtıcılara bir yerde yol göstermek olacaktır. O nedenle bol otluk ve saklanılması kolay yerlerde salım yapılması, yemliklerin de buralara konulması en doğru harekettir. Kış ve bahar aylarında bu yemlikler çil kekliğin gözlenmesi için ideal yerlerdir. Sayım yapmayı da mümkün kılar.
NERELERDE YABAN ÇİL KEKLİK POPÜLASYONLARI VAR
400 hektar içerisinde yeterince çil keklik popülasyonu varsa sakın ola ki bu bölgeye çil keklik salımı yapmayınız.
Potansiyel bir uyuşmazlığa davettir. Salınan keklikler başarısız olur. Yaban çil kekliğin üremesinde de olumsuz etkileri olur. Yem ve arazi paylaşımı en önemli etkendir.
İlerleme kaydetmek için, şimdiye kadar yırtıcı kontrolü yapmadıysanız mutlaka yaban çil kekliği bulunan arazilerde dahil olmak üzere yoğun bir şekilde yapmaya başlayınız. Yaban çil keklik alanlarında da her 200 metreye bir yemlik koyarak kış beslemesi yapınız.
BAŞARI İÇİN GÖZETLE
Yerleştirme alanları içinde ilk baharda mutlaka nerede ne kadar çil keklik gördüğünüzü mutlaka gözleyin ve kaydedin. Bahar başlarında çiftler yuva için sürülerden ayrılacaktır. Gözlem kolay bir iş olmasına rağmen sayım yapmak zordur. Seslerini duymak ve görünenleri saymak tahmini bir rakam verecektir. Böylece kaç çiftin çiftleşmek için ayrıldığı, kuluçkaya yattığı ve beklenen üreme miktarı yaklaşık olarak tespit etmek mümkündür. Bu konuda başarı yaban hayatı üzerine öğrenim gören üniversiteli gençlerin görevlendirilmesidir. Aynı bölgedeki yırtıcılar da gözlem içine girecek ve yoğun mücadele yapılacaktır. Çil keklik çiftlerinin rahatsızlıkları ortadan kaldıracaktır.
Salımdan önce başlangıçtan beri saydığım tüm önlemleri aldığınızdan emin olun.
Habitatı geliştirin, yoğun yırtıcı kontrolünü yapın ki çil keklik üzerindeki baskıyı azaltın. Uygun olmayan arazi içine kuşları asla salmayın.
SALIM STOKLARINI GEREĞİNCE ORGANİZE ETMEK
Salım için taşıyacağınız kutuların içine uygun miktarda kuş koyunuz ki stres ve yaralanmalara mani olun. Her zaman mevcut gıda ve su olmasına gayret ediniz.
Salım yapılacak arazi seçimini iyi yapınız. Ayak altı olmayan ancak ulaşımı kolay olan yerler seçiniz.
Her zaman yeterli su ve yem olmasını sağlayınız. Salım yapılan yerlerde tabii su kaynakları olması seçeneklerin en iyisidir. Su olan bölgeleri avcılara ve köyün çobanlarına sorun.
Salım yapacağınız kuşların ayaklarına 6 mm eninde kırmızı, yeşil plastik bantlar takınız ki üremelerini takip edebilesiniz
Seçilecek arazilerde iki 400 hektar arasında an az 400 metre mesafe bırakınız.
SALIM İPUÇLARI
Asla uygun olmayan habitat içine kuşları bırakmayın
Hasta veya sağlıksız olduğunu düşündüğünüz kuşları asla salmayın. Şüpheniz varsa veteriner tavsiyesine uyunuz
En kaliteli kuşları tercih edin. Kaliteli kuşlar ancak iyi ebeveyn olabilir yabanileşebilir.
Uysal ve kafeslerde beslenmiş yetişkin kuşları asla bırakmayınız.
Salınan çil kekliklere gıda, su, barınak sağlayınız
Ebeveyn olma belirtisi olmayan kuşları salmayınız. Onların doğada şansı hiç yoktur.
Çorak, verimsiz arazilere çil keklik salmayınız
Salma kafesleri kolay monte ve de monte edilecek şekilde olmalıdır. Salınan kuşları her gün belirli aralıklarla kontrol ediniz
Kafes tavan örtülerini mutlaka yumuşak malzemelerden yapınız
Kafesten bırakılan kuşları takip ediniz. Anaç kuşların ötüşleri her palaz için ayrı, ayrı çağrılardır. Şayet bu ötüşmeler varsa kafes salım bölgesinden açılan tek tük palaz keklik olsa bile kesinlikle en geç ertesi gün geri döneceklerdir.
Salınan kuşlar kafes etrafında ve arazide dolaşıp tekrar kafes salım bölgesine dönüyorlarsa bu onların araziye yerleşmeye hazır olduklarının göstergesidir.
GURUPLARIN PARÇALANIP DAĞILMAMASI İÇİN PANİĞE SEBEP OLACAK HAREKETLERDEN KAÇININ RAHATSIZ ETMEYİN
Salım işlemini kafeslerden en az 20 metre mesafeden görünmeden yapın. Kuşları salım sırasında rahatsız etmemek için kafes kapısını sağlam bir iple bu uzaklıktan açmak gerekir. Yaklaşıp sakın elle açmayınız. Ne kadar az görünürseniz o kadar başarılı olursunuz.
Genç palazları salıyorsanız kafes kapısını 20 metre uzaktan açınca sabırlı olun kuşların 3-4 tanesi çıkıncaya kadar birkaç dakika bekleyiniz. Yapacağımız bu işlem 5-6 gün sürecektir. 13-17 arası çili kafeslere yerleştirin daha fazla koymayın.
Bir aksilik olur kafes kapısını açamazsanız yavaş, yavaş yürüyerek ürkütmeden açın ve hemen oradan uzaklaşın.
Kafes dışındaki alayları dağıtmamak için kafesler saklanacak bir çalı, bir ağaç, bir kaya arkasına yakın olmalıdır.
İdeal salım kafesinin bir mısır tarlası kıyısına konulmasıdır. Veya önü ekenek, anız arkası çalılık yerleri seçin. Mısır ve çalılık içine ilk etapta saklanma emniyet için idealdir. Şayet arazide ekilmiş başka yüksek bitki örtüsü varsa bunların kenarları da salım için idealdir.
Kafesler içinde salınacak çil kekliği kesinlikle 7 günden fazla bırakmayınız.
Daha uzun süre kafes içinde tutulması kınalıya nazaran çok agresif olmaları nedeniyle yaralanma hastalanma, yırtıcı riskini arttırır.
Gerekirse gurubun hepsi birden bırakılabilir.
Salım sırasında çil kekliklerin paniğine sebep olacak hareketlerden sakınınız. Panik sırasında dağılacak ve yok olacaklardır. Alaydan ayrılan kekliklerin yaşama şansı yoktur.
Yetişkinlerle beraber yapılacak salımlarda yaralanmalara sebep olmamak için salımları mümkün olan en kısa sürede yapın. 1 saat kadar sakinleşmelerini bekleyin yarısını salın. Ertesi gün de kalanını salın
Tüm bu salımlarda kafesin hemen yanına kafeslerde beslediğiniz yemlikleri ve sulukları koyun. Kafesleri çiller kafeslerden uzaklaştıktan sonra kaldırın.
Tüm anlatılanlardan sonra sonuç:
Salım yaparak çil kekliği yeniden yerleştirmek uzun süreli ve emek isteyen işlerdir. Sabırlı olun. 5 sene sonunda 100 hektarda 18 çift çil sayıyorsanız (avlanma dahil) başarılı sayılırsınız diyor ve avcılara altın kural olarak şunlar tavsiye ediliyor.
Avcılar için 6 altın kural
1- Sonbahar da100 hektarda 20 den az çil keklik görüyorsanız avlamayınız. Avlanma kayıplarıyla yerleşme ve üremelerini bir daha ki yıl telafi edemezler.
2- Vurmayı durdurursan 100 hektardaki 20 çil keklik eşiği bir sonraki yıl avlanmak için aşılacaktır.
3- Aralık bitiminden sonra çil keklik vurmayı bitirin. Bu zamandan sonra vurursan damızlık azalır.
4- Asla çift olarak uçan çillere tüfek atmayın.
5- Sülün ve keklik sürek avlarında tek tük gelen çilleri vurma. Yüksekten gelen bir kekliği seçmede şüphe duyuyorsan asla tüfek atma.
6- Onları korumak için her türlü adımı at.
Keklik demek benim avcılık hayatım demektir.Keklik benim için kutsal ve saygı duyduğum bir kuştur. Avcılık hayatım keklik ile başlamış ve bu güne kadar keklikle gelmiştir. Dile kolay keklikle geçen 55 koca sene. Onu kurtarmak, yaşatmak için her şeyi göze alırım her şeyi yaparım.
Denetimsiz de olsa bunca devlet avlağı açılmışken. MAK artık işlevini tamamen yitirmiştir. Avcının dediğinin olmaması için, Politik kararların alındığı bir komisyon haline gelmiştir. Korumacılık adına çok vahim olan hatalı kararlar alınmaktadır. En basiti 4 Ekimde tavşan avını açacaksınız, avcıyı dağa, bayıra salacaksınız sonra da 15 ekimde keklik avını açacaksınız. El insaf. Demek ki keklik avı da 4 ekimde açılmış haberimiz olmamış.
Tüm bu anlatmaya çalıştıklarımdan sonra
1- MAK ile ve ayrı, ayrı bakanlıklarda münferit kişilerce, sadece işte böyle çalıştayda bir araya gelecek bürokrat ve hocalarla avcılığın ve avlakların başarıya ulaşacağına inanmıyorum.
2- MAK sembolik olarak yerinde durmalı zira Kak’ta vardır,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Av Yönetimi Dairesi, üniversite, medya ve avcılardan oluşan yeni bir başkanlık, kurul veya teşkilat “adını siz koyun” mutlaka kurulmalıdır.
3- Tüm avcılık ve doğaya keklik yerleştirme işlemleri bu kurul tarafından yürütülmeli kararlar buradan çıkmalıdır.
4- Çalıştayın sonuç bildirgesinde de mutlaka yerini almalıdır kanaatindeyim.
Bütün bunlar çok zor işler değil mi Sn başkan?
Ancak “Karar veremeyen bir insan hiçbir yöne yürüyemez”
Verdiğim bütün bu bilgilerin bürokratik engeller ve engellemelerden dolayı, kanundan, yönetmeliklerden bahisler açılarak uygulanmayacağını bilmeme rağmen çok, ama çok sevdiğim ülkeme ve avcılığa belki bir katkısı olur düşüncesiyle anlatmaya çalıştım. Ama olsun. Yılmayacağım gerektikçe anlatacağım. Çünkü yapılacak bütün işler için özveri ve çok çaba gerekir. Yevmiye ile, aylık ile, mesai ile yapılamaz uygulanamaz.
İnşallah bu söylediklerimden utanır özür dilemek zorunda kalırım.
Sabrınıza teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
"Mehmet ARPAZ"
Orman ve Su İşleri Bakanlığı üretim istasyonlarında üretilmiş olan keklik ve sülünler yaban hayatı destek projeleri, süne, kene ve kımıl vb. zararlılar ile biyolojik mücadele kapsamında doğaya yerleştirilmektedir.
Aktif olarak özel sektörde av materyaline uygun yetiştiricilik ve Örnek Avlak İşletmeciliği yapan tek çiftlik Değirmen Keklik ve Sülün Üretim Çiftliğidir.
İnternet sitemizdeki deneyimlerinizi arttırabilmek ve kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilmek için çerezler kullanıyoruz. Daha detaylı bilgi :
gizlilik bildirimi , çerez politikası
Kabul ediyorum Kabul etmiyorum